Uykudan Dinlenmiş Olarak Nasil Kalkariz

Kaliteli bir uyku, insan için en önemli bedensel ve ruhsal ihtiyaçlardan biridir. Bu şekilde bir uyku için ise bilinmesi gereken bazı şeyler vardır. Bu yazımızda uykudan dinlenmiş olarak kalkmanın yollarını anlatacağız:

İlk kural asla ihtiyacınız olandan daha az uyumayın. Bazı insanlar günde 4 saatlik uykuyla yetinebilirken bazıları içinse bu ihtiyaç 8 saate kadar çıkabilir. Vücudun ortalama uyku ihtiyacı ise 6 saattir.

Çok uyumaya alışmış bir insan ilk zamanlar uykusunun kendisine yetmediğini hissedecektir. Ancak bir hafta kadar bir süre sonra vücut bu yeni uyku düzenine alışır. Yeni uyku düzeninin vücut için alışkanlık haline gelmesi ise 21 günü bulur. İhtiyacımız kadar ama aynı zamanda belli bir saat düzeni içerisinde uyumak, biyolojik saatimizi bozmayacağından uykumuzdan da dinlenmiş olarak kalkarız.

Uyku esnasında hiç bir ışık yanmamalıdır. Uyku esnasında vücuda melatonin denilen vücudu dinlendiren hormon salgılandığı için, uykudan dinlenmiş olarak kalkarız. Işıklı ortamda bu hormon salgılanmadığı için çocuklarda büyüme geriliği, bitkinlik; yetişkinlerde ise sürekli yorgunluk ve halsizlik hali baş gösterir. Bazı bilim adamları yatılan odada elektrik prizlerine ait şartellerin bile indirilmesini söylemekte; ancak bu sayede bir dinlenme sağlanacağını bildirmektedirler.

Uyunulacak yerin havalandırılmış olması gerekmektedir. Yeterince oksijen barındırmayan, rutubetli bir ortamda uyunulanuyku; vücuda şifa değil ancak dert olur. Bu kalitesiz hava birtakım hastalıkların kapısını aralar. Bu sebeple kendisinde uyunulan odalar mutlaka her gün havalandırılmalı, rutubet varsa giderilmeye çalışılmalıdır.

Uyunulacak yerin sessiz bir ortam olması,uykuda dinlenmesağlayacaktır. Aksi halde uykunuz gürültü nedeniyle sürekli sekteye uğrar. Kaç saat uyursanız uyuyun, hiç uyumamış gibi olursunuz. Yatak odalarının genellikle yola daha uzak olan, arka odalardan seçilmesinin bir nedeni de budur.

Uykudanönce güzel şeyler düşünmek de hem rüyalarımızın güzel olmasını, hem de mutlu bir şekilde uyanmamızı sağlayacaktır.


Tüm bu anlatılanların ortak teması, uykunun hayatımızda ne kadar önemli bir yere sahip olduğudur. Kaliteli bir uyku için burada verdiğimiz tavsiyeleri dikkate almanızı öneririz.

Konjac Süngeri Kullanmaya Başlamanız İçin 6 Sebep

Konjac, Asya’nın yüksek tepelerinde yetişen patates gibi bir bitkidir. Japonlar konjacı 1500 yıldır yiyorlar. Fakat son yüzyıldır bu bitkiyi güzellik tedavilerinde de kullanmaya başladılar. Konjac süngeri, bitkinin liflerinden hiçbir makine veya alet kullanılmadan yapılıyor. Bazılarının içinde bambu kökü de var. Sonuç olarak ortaya %100 anti-bakteriyel ve yumuşacık bir şey çıkıyor.

Konjac süngerinde ayrıca bakır, çinko, demir ve magnezyum gibi proteinler, lipidler, yağ asitleri ve mineraller gibi A, B1, B2, B6, B12, C, D ve E de dahil olmak üzere vitaminler açısından zengindir. Natürel pH değerine sahip doğal alkalin bir bitki olduğu için cildin dengelenmesine yardımcı olur ve epidermise zarar vermez.

Peki konjac süngeri ne gibi faydalar sağlar?

1. Akne ve sivilceleri temizler
Sivilceli veya tıkanmış gözenekli cildiniz varsa, konjac süngerinden faydalanabilirsiniz. Çünkü lifleri, bir havlu veya ellerinizin yapamayacağı şekilde tıkanmış gözenekleri temizlemeye yardımcı olur. Bir antibakteriyel olduğu için kir, siyah nokta ve yağdan kurtulmak için cildi temizler.

2. Parlak bir cilt istiyorsanız
Konjak bir sünger, belirtildiği gibi bir exfoliator olarak çalıştığı için, cildinizi daha parlak gösterecektir. Cilt üzerinde pul pul dökülen ölü derileri aldığı için cildiniz çok daha parlak görünecektir. Düzenli kullanım halinde cildiniz bir bebeğinki gibi pürüzsüz ve ipeksi olur.

3. Makyajınızın daha uzun süre kalmasını istiyorsanız
Konjac süngeri, makyajınızın daha uzun süre kalmasına ve daha da iyi görünmesine yardımcı olabilir. Bunun nedeni, cildinizi pürüzsüz ve nemli bir hale getirdiği için makyaj uygulaması çok daha iyi cildinize nüfus edecek ve mükemmel görünecektir.

Makyajınızı çıkarmaya hazır olduğunuzda, en inatçı makyaj izlerini bile çıkarmak için konjac süngeri idealdir. Sabun (veya ev yapımı bir temizleyici) ve su ile birlikte kullanıldığında makyajınızı temizleyecektir.

4. Kurutmadan temizler
Cildinizi temizlerken, kurumaların olması cildinize daha fazla zarar verir. Çünkü bu durumda cilt özellikle çok daha fazla yağ üretir. Konjac süngerinin en önemli faydalarından biri, cildi kurutmadan derinlemesine temizlemesidir. Özellikle sivilceli ciltler için mkükemmeldir. Suya bir damla argan yağı ilave ederseniz cildiniz çok daha yumuşak olur.

5. Güneşten zarar görmüş cildiniz varsa
Konjac süngeri, güneş hasarı görmüş cildi olanlar için mükemmeldir, çünkü güneşin yarattığı hasarları cildinizden uzaklaştırır. Ayrıca güneşten korunmak için cildinize sürdüğünüz güneş yağlarını cildinizden çıkarmaya yarar.

6. Bebeğinizin banyosunda kullanın

Konjac sünger cildi hücrelerine zarar vermeyeceği için hassas ciltli yetişkinler için ideal olmakla beraber bebeğin hassas cildi için de mükemmeldir. Bebeğinize banyo sırasında dairesel hareketlerle konjac süngeri ile masaj yapabilirsiniz.

Kulak İçini “Pamuklu Çubukla” Temizlemeyin

Kulak temizlemek için hemen hemen her evde satın aldığımız pamuklu çubuklar vardır. Peki hiç bu paketlerin üzerinde yazan kullanma şeklini okudunuz mu? Bu pamuklu çubuklar kulak içini değil, kulağın görünen dış kısmını temizlemek içindir. Yani kulağınızın içine kesinlikle sokmamanız gerekir. Bu ürünlerle kulak kanalına girmek birçok sağlık sorununa neden olabilir.

Peki kulak içi nasıl temizlenir?
Aslında kulak içinin temizlenmesi gerekmiyor. Çenenizi oynattıkça veya esnedikçe kulak içindeki kiri zaten yukarıya doğru gönderek kulaktan atıyor. Ama siz kulaklarınızda tıkanma olduğunu düşünüyorsanız o zaman kulak içini temizlemek için bir kaç alternatiften birini deneyebilirsiniz.

Tuzlu Su çözeltisi
Tuzlu su kulak zarına yapışmış olan kirlerin temizlenmesi için en etkili yöntemlerden biridir. Bu yöntemi kullanmak için , bir çay kaşığı tuzu ( Himalaya tuzu en iyisi) bir fincan ılık suya karıştırarak kullanmadan önce tamamen çözülmesini sağlayın. Görünür bir tuz parçası olmadığından emin olduktan sonra bir damlalık kullanın ve sonra kulağınızın içine damlatın. Damlatırken başınızı eğin. Tuzlu suyun kulak kanalınızın içine girdiğine emin olun. Sorunlu kulağınıza beş damla damlatın. Bir kaç dakika bekledikten sonra suyun çıkması için başınızı ters tarafa eğin. Kulağınızın görünen kısmını havlu ile silin. Bu işlemi birkaç kez tekrarlayın.

Zeytinyağı
Zeytinyağı, kulağı tıkayan kirlerin kirlerin kolay çıkabilmesi için etkili bir yumuşatıcıdır. Yaklaşık bir çay kaşığı sızma zeytin yağının yarısı bir damla olacaktır. Zeytinyağını damlalığa alın ve kulağınızın içine damlatın. Birkaç dakika sonra başınızı ters tarafa çevirerek yağın ve kirin çıkmasını sağlayın. Birkaç kez tekrarladıktan sonra kulağınızdaki tıkanıklık gidecek ve kirlerden kurtulacaksınız.

Hidrojen peroksit (Oksijenli su)
Hidrojen peroksit yıllarca kulak tıkanıklığını giderme konusunda etkili bir çözümdür. Çünkü hidrojen peroksit kabarçcıkları kulak içindeki kirleri yumuşatır, parçalanmasını sağlar.

Bu tekniği kullanmak için yaklaşık iki çay kaşığı hidrojen peroksit, bir çay kaşığı ılık su ve damlalık gerekecektir. Su ve hidrojen peroksidi birlikte karıştırın ve çözeltiyi sorunlu kulağınıza yerleştirmek için damlalık kullanın. Çözeltinin kulağınızıniçine kadar erişebildiğinden emin olmak için başınızı yana yatırın. Birkaç dakika sonra kafanızı diğer yöne doğru eğin ve sıvının boşalmasına izin verin. Blokajın yok edilmesini sağlamak için bu işlemi birkaç kez tekrarlayın.

Sirke ve Rubbing Alkol
Uzmanlar son yıllarda kulak temizlemek için en etkili yöntemin sirke ve alkol olduğunu belirtiyorlar. Sirke kulaktaki kirleri yumuşatıp, temizleyip bakterileri yok ederken alkol de kulaktaki sıvıyı kurutmaya yarıyor.
Bu yöntem için damlalık kullanmayın. Çünkü kulak zarında bir delik varsa sıvı efeksiyona neden olabilir.


Sirke ve alkolu eşit miktarda bir kapta karıştırın. Pamuktan yaptığınız topları bu karışıma batırın. Sıvıyı emen pamığı kulağınıza koyun. Birkaç damlasını kulağınıza sıkabilirsiniz. Yine birkaç dakika sonra başınıza ters tarafa yatırın ve kulağınızın içinin temizlenmesini sağlayın.

Alüminyum Folyo ile Neler Yapılabilir?

Ait olduğu tek yer mutfak zannedilse de alüminyum folyo, evin herhangi bir noktasında rahatlıkla kullanılmaktadır. Birçok açıdan işinizi kolaylaştıracak bu ürünü gün içinde temin etmeniz de bir o kadar kolaydır.

Alüminyum Folyo ile Ütü Yapılır mı?

Özellikle gömlek ve pantolonlarda çizgi endişesi yaşayanlardan biriyseniz muhakkak ütü sıkıntısı çekersiniz. Ütü masası üzerinde ütülenmesi zorunlu olan çamaşırlar, bu şekilde dahi oldukça zor ayarlanır. Bu durumun temel nedeni, ütünün tüm ısı ve buharının ütü masası ve kumaşı tarafından emilmesidir. Önüne geçebilmek içinse alüminyum folyo kullanmanız yeterlidir.

Ütü masanızın üzerinde bulunan kumaşı çıkarıp yerine alüminyum folyo yerleştirin. Tamamen ve düz bir şekilde yerleştirdikten sonra üzerine kılıfı takın. Sonra güzelce ütüleyebilirsiniz. Performansınızı ikiye katladığını göreceksiniz.

Biten Pillerin Yerine Alüminyum Folyo Kullanılır mı?

Elektrik iletimi konusunda pek çok maddeden daha hızlı olan alüminyum folyo, kumanda ya da saat gibi eşyalarda kullanılan pillerin yerine de tercih edilebilir. Piliniz bittikten sonra yerine yeni birini takmadan önce pil uçlarına alüminyum folyo yerleştirebilirsiniz. Sarıp sıkıştırdığınızda akımın hızlı olduğunu ve sizi bir süre daha idare ettiğini fark edebilirsiniz.

Alüminyum Folyo ile Huni Yapımı

Yağların aktarımı için kullanılan huniler, plastik yapımdır. Plastik içerik nedeniyle zaman içinde sararma ve koku yapmaya başlar. Üstelik asla tam olarak temizlenmezler. Yağ aktarımını daha sağlıklı kılabilmek amacıyla hunileri, alüminyum folyo kullanarak yapabilirsiniz. Folyodan uzun bir miktar kesip yuvarlayın. Daha sonra ağız kısmını elinizle genişletip uç kısmını sivriltin. Kullan at tekniği ile çok daha pratik ve sağlıklı olacaktır.

Bıçak Bilemek için Alüminyum Folyo Tercih Edilebilir

Alüminyum folyonun kullanım alanlarından bir diğeri de bileme işlemidir. Bıçak ya da makaslarınız yeterince kesmediğinde veya köreldiğinde keskinleştirme uygulamasını alüminyum folyo ile yapabilirsiniz. Bir miktar alüminyum folyoyu yaklaşık 6 kat olacak şekilde kalınlaştırın. Kalınlaştırdıktan sonra bastırarak kalınlığı sıkılaştırın. Sonrasında makas ile kesin. Makasın öncesinden çok daha iyi olduğunu fark edeceksiniz. Bıçaklarınız içinse aynı kalınlıkta alüminyum folyoyu devamlı sürtmeniz gerekir. Bileme aletinde yapıldığı gibi folyoya sürttüğünüz bıçak keskinleşecektir.

Küf ve Pas Lekeleri için Alüminyum Folyo Kullanımı

Alüminyum folyo, mutfak ve banyolarda paslanmış, küflenmiş metal ürünler üzerinde oldukça etkilidir. Kireç ve pas çözücü kimyasallardan çok daha sağlıklı olan alüminyum folyo aynı zamanda daha da etkili bir üründür.

Bir tutam alüminyum folyo kâğıdını elinize alarak top haline getirin. Sıkılaştırdıktan sonra paslı olan yerlere sürün. Arkasından durulayın etkisini hemen fark edebilirsiniz.

Bilhassa banyolarda rutubet nedeniyle meydana gelen küflenmeleri yine alüminyum folyo ile ortadan kaldırabilirsiniz.

Kararan Gümüş Parçalar için Alüminyum Folyo İşe Yarar mı?

Evinizde bulunan tüm gümüş parçalar zaman içinde kararmaya başlayacaktır. Bu kararmanın önüne geçmek imkânsız olsa da devamlı bakım ile ömrünü uzatabilirsiniz. Kararmış olan gümüşlerinizi kurtarmanız içinse alüminyum folyo kullanabilirsiniz.

Bir bardak suyun içine bir tatlı kaşığı karbonat ilave edin. Daha sonra suyu gümüş parçanın üzerinde gezdirin. Arkasından alüminyum folyo ile ovun. Kararma ortadan kalkmış olacaktır.

Izgara Temizliğinde Alüminyum Folyo Yardımcı Olur mu?

Mangal keyfinizin arkasından saatlerce tel ızgara temizliğinden sıkıldıysanız önüne geçmeniz mümkün. Alüminyum kullanarak hem yağ hem is hem de pas sorununun önüne geçebilirsiniz. Özellikle birkaç gün yağlı şekilde bekleyen ızgara hızla kararmaya başlayacaktır. Kararma meydana gelmeden bir top alüminyum folyoyu hazırlayın. Tel ızgarayı biraz ısıtın. Isındıktan sonra folyoyu sürterek pas ve yağlardan arındırın.


Kızartma Kokularına Karşı Önlemler

Evde kızartma yapmak, özellikle sonrasında bıraktığı kokular çoğu insanın can sıktığı noktayı oluşturuyor. Kızartma çoğu insanın yerken zevk aldığı yiyecek türleri arasında yer alır. Ancak kızartmayı yaptığınız da zaman zaman kokunun gün boyunca, hatta birkaç gün süren koku olarak dönüş sağladığı da ayrı gerçektir. İşte oluşan bu durumu ortadan kaldırmak mümkündür. Bu sağlamak içinde ev de kızartma yaparken izlenecek birkaç adımla bu kokuların oluşmasını önleyebilir, oluşma sonrasında doğal yöntemlerle ortadan kaldırabilir ve kızartma yeme zevkine doyabilirsiniz.

Evde Kızartmaya Karşı Alınacak Önlemler;

Kızartmaya başladığınız andan itibaren oluşacak kokular sizi tedirgin edebilir. Ancak evde her zaman bulunan malzemelerle kokunun giderilmesi konusunda kolayca işlem yapabilirsiniz. Evde yapılacak başlıca yapılacaklar arasında listedeki adımlar sizlere yardımcı olacaktır.

Dilediğiniz besini kızarttıktan sonra ortaya çıkan kokunun kalıcı olmasını önlemek için ağzı açık geniş tencere içerisinde yarım su bardağı sirkeyi ve yarım limonu bir su bardağına ekleyerek ocakta kaynatmanız kokunun sinmemesine yardımcı olacaktır.
Kızartma sonrasında boş tava içerisine bir paket vanilyayı ekleyin, kavurmaya başlayın kavurma sayesinde ortama yayılan mis koku kızartma kokusundan eser bırakmayacaktır.
Her evde kolaylıkla bulunan siyah çayın toz halini tava içerisinde kavurun. Dumanlar çıkmaya başladığını gözlemlediğiniz zaman kapatın. 10 dakika bekletin, sonrasında ortaya çıkan kokular, kızartma kokusunu bastıracaktır.
Kızartma yaptığınız tava ya da tencere içerisinde ki yağa bir tutam defneyaprağı eklemeniz kızartma kokusunun bastırılmasına yardımcı olacağı gibi, kızartmaya da ayrı lezzet verecektir.

Kızartma yağına kızartma işlemine başlamadan önce bir tutam maydanoz eklemeniz de yine kötü kokuların oluşmasına engel olacaktır.
Kızartma kokusuna iyi gelen diğer adım ise mum yakmaktır. Kızartma işlemine başlamadan önce tavanın yanına birkaç tane mum yakmanız kokunun yayılmasına engel olacaktır. Mumların siz yemek yiyene ve sonrasına kadar yanmasında fayda vardır.

Kızartma sonrasında bir tencere su kaynatın. Kaynayan tencerenin altını kapatın. Kayar su içerisine 1 adet limonu ve birkaç tane çubuk tarçın bırakın. Oluşturduğunuz karışımı ağzı açık olarak bekletin. Bekleme sonrasında kötü kokuların oluşmasında engel olduğunu göreceksiniz. Kızartma sonrasında kullandığınız tavayı bekletmeniz de kokuların yayılmasında büyük etkeni oluşturur.

Salçanın Küflenmesini Önlemenin Yolları

Salçalar, domatesin olmadığı kış aylarında yemeklere ve sofralara lezzet sunan besin maddeleridir. Artık kış aylarında da domates olmasına rağmen lezzeti yaz mevsimine göre farklıdır. Bu nedenden dolayı da salçalar kış aylarında çoğunlukla kullanılıyor. Salçalar artık hemen hemen her markette hazır olarak satılıyor. Hazır olarak alınan salçaların kapağı açıldığında kısa bir süre sonra küflenmelere başlıyor.

Salçaların küflenmesinin ana nedeni kapağının açılması ile birlikte hava ile temas etmesidir. Ancak evde yapılan salçalarda genellikle küflenme meydana gelmiyor. Çünkü evde yapılan salçalara tuz eklendiği için tuz salçaların küflenmesini engelliyor. Ancak hazır olarak alınan salçaların ambalaj kapakları açıldığında kısa bir süre sonra küflenme olayı meydana geliyor. Ancak bu olayın önüne geçilecek birkaç yöntem bulunuyor.

Tüketicilerin bilmesi gereken bir konu da salçaların küflenmesinin aslında faydalı bir durum olduğudur. Çünkü küflenen salçalar organik salçalardır. Bu nedenle salçaları küflenen markaların ürünlerinden alarak küflenmeye karşı önlem almak gerekiyor.

Salçanın Küflenmesini Önlemenin Yolları Nelerdir?

Eğer hazır salça tüketiliyorsa salça alınırken küçük boyutta alınmasında fayda vardır. Küçük boyutta alınması ile birlikte kısa sürede tüketileceğinden küflenme sorunu ile karşılaşma durumu söz konusu olmaz. Salçaların küflenmesini engelleyecek bir başka yöntem ise konserve kutusu yerine cam şişe içerisinde alınmasıdır. Bu durum hem sağlık açısından hem de küflenme açısından oldukça önemlidir. Eğer ki konserve olarak alınmışsa eve gelindiğinde cam kavanoza almak uygulanacak bir başka yöntemlerden birisidir.

Salçanın Saklanma Usulleri Nelerdir?

Salçalar, uzun süre bozulmadan tüketilmesi için serin ve kuru yerlerde muhafaza edilmelidir. Cam kavanozlar salçalar açısından hem hijyenik hem de sağlık açısından iyi bir alternatif oluyor. Salçalar kiler gibi yerlerde saklanabilir. Bu durum buzdolabı içerisindeki yer tasarrufunu sağlamak için de önemlidir.


Salçaların korunmasında dikkat edilecek bir başka husus da salçaların hava almamasına dikkat edilmelidir. Aynı zamanda salçalar alınırken son kullanma tarihlerine dikkat edilmelidir. Bu husus salçaların çabuk bozulmasını engellemek için ideal bir yöntemdir. Salçalar bu hususlar doğrultusunda muhafaza edildiği takdirde uzun süre bozulmadan sağlıklı bir şekilde kullanılabiliyor.

Doğal Halı Temizliği Nasıl Olur?

Halılar belli bir süre sonra kir, toz ve küf gibi olumsuz etkilere maruz kalıyor. Özellikle çocuk odalarında kullanılan halılar yıkanabilir halı özelliği olmasına karşılık diğer odalarda kullanılan büyük halıların çamaşır makinalarında yıkanması imkansız bir durumdur.

Halı Temizliği İçin Yapılması Gerekenler Nelerdir?

Halıların temizlenmesi için kullanılan halı temizleyicileri, evlerin havasına insan sağlığına zararlı toksit gazlar salıyorlar. Halı şampuanları ise halılar üzerinde kalıntı bırakabiliyor. Bu nedenle halı üzerinde emekleyen çocuk ve bebekler için bu durum oldukça zararlı bir durum olarak dikkat çekiyor.

Tüm bunlar yerine doğal bir yöntem olarak mısır nişastası ve karbonatın karıştırılması ile birlikte bir karışım meydana getirilerek doğal bir yöntem meydana getirilebilir. Bilindiği gibi karbonat halı üzerinde bulunan kokuları yok etme özelliğine sahiptir. Aynı zamanda halı üzerinde bulunan bakteri ve mikropların da öldürülmesini sağlar. Karışımı oluşturan bir diğer etken olan mısır nişastası ise halı üzerindeki yağı ve nemi çeker. Böylelikle lekelerin halı üzerinde yerleşmesini engeller.

Karbonat ve mısır nişastası ile oluşturulan karışım halının tüm bölgelerine sürülerek halıların doğal bir yöntem ile temizlenmesi sağlanır. Karbonat ve mısır nişastası halıların her yerine sürüldükten sonra 15 ya da 20 dakika kadar beklenir ve sonrasında makina ile süpürülür. Bu işlem ile birlikte halıların üzerinde bulunan kir, toz, küf, bakteri ve mikrop gibi istenmeyen unsurlar temizlenmiş olur. Halıların temizlenmesi için uygulanacak bir başka yöntem ise halıların arap sabunu ile silinmesidir. Bu yöntem aslında geleneksel bir yöntemdir ancak oldukça faydalı yöntemler arasında yer alıyor. Arap sabunu aynı zamanda halıların parlamasını da sağlamaktadır.

Halılarda Meydana Gelen Lekeler İçin Çözüm Önerisi Nedir?


Halılarda meydana gelen lekeler halı üzerinde oluşur oluşmaz lekenin olduğu yere maden suyu dökülmelidir. Maden suyunun faydası halı üzerinde bulunan lekenin yüzeye çıkmasını sağlamasıdır. Maden suyu lekenin üzerine döküldükten sonra sertçe silinmesi gerekiyor. Böylelikle leke halıya tam anlamı ile yapışmadan halı lekeden kurtarılacaktır. Eğer ki buna rağmen leke çıkmaz ise lekenin üzerine biraz mısır nişastası dökerek silmeye devam edilir.

Polen Alerjisi

Malumunuz mevsim degisiyor ve insanlar hizli sicaklik degisikliklerine ayak uyduramiyorlar. Boyle olunca da grip, nezle olmak kacinilmaz olabiliyor. Bu mevsimde dikkat edilmesi gerken diger bir rahatsizlik da polen alerjisi. Polen alerjiniz varsa ne kadar rahatsiz edici bir sikayet oldugu konusunda fikriniz vardir. Bazen haftalarca enerjinizi somurur ne sizi daha kotu hasta eder ne de iyilesebilirsiniz. Polen alerjisine karsi faydali oldugunu gozlemledigim yontemleri paylasmak istedim. Eksik veya hatali kisimlari lutfen yorumlarinizda belirtiniz.

Polen alerjisi için faydalı bilgiler
Alınabilecek bazı önlemler;

Polen sezonunda, kişi diğer allerjenlere ve tahrik edici şeylere karşı aşırı duyarlıdır. Temizliğinize, ağır kokulara, tütün dumanına ve benzerine dikkat edin.
Sabahtan akşamın erken zamanlarına kadar olan, polenin en yoğun olduğu vakitlerde, hanenizi havalandırmaktan kaçının.
Gün ortası çamaşırlarınızı dışarıda kurulamaktan kaçının. Polen çamaşırlara kolayca yapışır.
Yatmadan önce saçlarınızı yıkayın.
Fiziksel etkinliklerinizi polenin en az yoğunlukta olduğu vakitlerde yapmaya çalışın. Bazıları için, sözgelişi bisiklete binerken, ağız ve burun bölümünü kapatan tozmaskesi kullanmanın yararı olabilir.
Güneş gözlükleri gözdeki rahatsızlıkları azaltabilir.
Polen alerjisi olan talebeler (erkenden) müracaat ederek imtihan sürelerinin uzaltılmasını isteyebilirler. Bunun için doktor raporu gerekmektedir.


Bütün alerji rehabilitasyonlarının başında kişinin tahammül edemediği şeylerden kaçınması gelmektedir. Polen alerjisine karşı bir çok ilaç mevcuttur. Burun ilaçları, göz damlaları, alerji hapları, iğneler ve solunum yoluyla alınan ilaçlar, alerji rehabilitasyonunda kullanılabilir. Xolair isimli yeni bir ilacın Norveç’te kullanılması uygun bulunmuştur. Bu, alerjiden oldukça çok etkilenen ağır astım hastaları için hazırlanmış bir ilaçtır. Doktorunuz size en faydalı ilaçların seçiminde yardımcı olacaktır. Alerji ilaçlarının önleyici tür ilaçlar olduğunu ve tam tesirini göstermesi için aradan 1-2 haftanın geçebileceğini bilmeniz ehemmiyetlidir. Ilaçların tüm mevsim süresince düzenli olarak kullanılması gerekmektedir. Bu, polen yoğunluğunun düşük olduğu vakitlerdeki alerji belirtilerinin kaybolduğu anlar içinde geçerlidir. Rahatsızlıkların tütün dumanı, eksoz, toz, parfüm, rüzgar, ısı farklıkları, enfeksiyonlar,duygusal ve hormonal etkenler, ve içkinin tesiri altında oldukça kuvvetlenip artabileceğini bilmeniz çok ehemmiyetlidir. 

Meme Kanserini Engellemek 10 Basit Yöntem

Dünyada her 8 kadından biri ömründe bir kez göğüs kanserine yakalanmakta. Çevremizde veya ailemizde göğüs kanseriyle savaşan birini görmek nadir rastlanan bir durum değildir. O halde göğüs kanserine yakalanma riskimizi asgariye düşürmek için neler yapabiliriz? Alacağınız basit tedbirler ve yaşam tarzınızda yapacağınız bazı değişikliklerle göğüs kanseri riskinizi en aza indirgeyebilirsiniz. 
1-) Deodorantları Hayatınızdan Çıkarın.
Terlemek vücudun normal bir aktivitesidir, lütfen önce bunu kabul ediniz. Birçok deodorantın içerisinde bulunan alüminyum, östrojen hormonunu taklit eder ve aynı zamanda DNA’ya doğrudan zarar verebilir.  Her ne kadar göğüs kanseri ve alüminyum arasında klinik çalışmalarda henüz doğrudan bir ilişki bulunmamış olsa da, alüminyumun göğüste birikerek DNA’ya zarar verdiğini biliyoruz. Daha da ilginci göğüste kitlelere en çok alüminyumun biriktiği noktalarda rastlanmıştır. Deodorant kullanmak istiyorsanız ev yapımı olanları, ya da en azından içeriği güvenli markaları tercih edin.
2-) Cilt Bakımı ve Kozmetik Alışkanlığınıza Detoks Uygulayın.
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de çok az zararlı kimyasal yasaklanarak kozmetik ve cilt bakım ürünlerinden çıkarılmıştır. Üstelik piyasada bulunan ürünlerin bir çoğunun içerisinde ne olduğundan habersisiz.  Paraben, triklosan, etilen oksit ve daha birçok kimyasal hormon yapısını bozarak göğüste düzensiz büyüyen kitlelere, böylece de göğüs kanserine yol açar. Kullanacağınız kozmetik/cilt bakım ürünlerinin neler olduğunu mutlaka araştırarak alın. Eğer iphone kullanıcısı iseniz ‘Think Dirty’ uygulamasıyla içeriğin ne olduğunu kolayca öğrenebilirsiniz.
3-) Plastikle Vedalaşın
Plastik malzemeler hayatımızın o kadar içinde ki! BPA’sız ürünleri tercih etmeniz ne yazık ki sizi plastiğin zararlarından korumuyor. Çünkü plastik üreticileri BPA yerine onun muadili olan BPS kullanıyorlar ki onun da BPA gibi hormon düzenini bozarak göğüs kanserine yol açma riski var. En güzeli plastik ürünleri mümkün olduğunca hayatımızdan uzaklaştırmak.
 4-) Fazla Kilolarınızdan Kurtulun
Yapılan bazı çalışmalar 18 yaş ve orta yaş arası fazladan alınan kiloların menopoz sonrası dönemde göğüs kanseri olarak geri döndüğünü gösteriyor. Öyle ki, göğüs kanseri vakalarının dörtte biri sadece fazla kilolardan kurtulmakla önlenebiliyor. Bunun sebebi, östrojenin yağda birikmesi. Vücudumuzda yağ ve buna bağlı olarak östrojen hormonu ne kadar fazlaysa, kansere yakalanma riskimiz de o derece artıyor.
 5-) Hareket Edin
Günde 1 saat yürüyüş yapmanın menopoz sonrası dönemde göğüs kanserine yakalanma riskini %14 düşürdüğünü biliyor muydunuz? 1 saatlik yürüyüşe koşu gibi fazladan bir aktivite eklendiğinde ise oran %25’e yükseliyor.
6-) Antioksidan Yüklenin
Antioksidanların vücudumuz için inanılmaz faydaları vardır.Bunlardan en muhteşemi de hücrelere zarar verip kansere yol açan serbest radikallerin etkilerini yok edebilmesidir. Çilek, nar, elma, kırmızı fasülye, enginar, kuru erik ve kakao gibi besinler yüksek miktarda antioksidan içerir.
7-)Sigarayı Bırakın
Araştırmalar, son dönemde konulan göğüs kanseri teşhislerinin sigara içenlerde içmeyenlere oranla %24; bırakmış olanlarda hiç içmeyenlere göre %13 yüksek olduğunu gösteriyor. Söyleyecek başka söz kaldı mı? Sigarayı bırakmak ‘kolay’ bir iş olmayabilir ama kanserden korunmanın ‘kolay’ bir yoludur. Bu yazıyı okuyan sigara tüketicileri için umarız bu bırakmak için bekledikleri uyarı olur.
Alkol Tüketiminizi Sınırlandırın
Yapılan çalışmalar günde iki kadehten fazla alkol tüketmenin kanser riskini %20 arttırdığını gösteriyor. Amerikan Kanser Derneği, kadınların günde iki kadehten fazla alkol tüketmemesini öneriyor. Alkol, kanser riskini arttıran östrojen seviyesinin yükselmesine sebep olur.
9-) Soya Tüketiminizi Kısıtlayın
Soyada bulunan doğal bitki temelli östrojen düşük dozlarda alındığında sağlık için yararlıdır, ancak yüksek dozlarda alındığında göğüs kanseri için bir risk faktörü haline gelebilir. Günümüzün işlenmiş gıda dünyasında soya o kadar çok yaygın ki. Bu bile tek başına işlenmiş gıda tüketmeyi bırakmak için bir sebep.
10-) Hormonsuz, Ot Yiyen Hayvanların Etini ve Süt Ürünlerini Tüketin.
Günümüzde et ve süt ürünlerinin çoğu hormonla büyütülen hayvanlardan elde ediliyor. Bu hormonlu et ve sür ürünleri önce marketlere, oradan sofralarımıza kolayca ulaşıyor. Denetimsiz ve sağlıksız hormonlar bizlerin hormon dengesini alt üst ederek birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. O yüzden hormonsuz, doğal yemlerle ve doğada gezinerek beslenen hayvanların etlerini tüketmeye özen gösterin.

Porselen Demlik Nasil Temizlenir?

Porselen demlikler, kullanımı oldukça kolay ve sağlıklı demliklerdir. Ancak her mutfak eşyasında olduğu gibi zamanla belli bazı lekeler oluşabilir. Demliğinizdeki lekelerden kurtulmak için neler yapabilirsiniz? Porselen demlik temizliği yöntemlerini bu yazımızda bulabilirsiniz.

Porselen Demlik Nasıl Temizlenir?

Porselen demliğinizde yaptığınız çayı hemen temizlemiyor ve demliğin içinde bekletiyorsanız, kalıplaşmış çay lekeleriyle karşılalma riskinizi artırıyorsunuz demektir.

Tavsiyemiz, porselen demliğinizin içinde çay bırakmamanız, işiniz bittikten sonra çayı dökmeniz ve duru su ile çalkalamanız. Böylece birikebilecek kirlerin önüne geçmiş olursunuz.

Porselen demlik temizliğinde size yardımcı olacak malzemeler:
Sirke: Porselen demliğinizin temizliği için sirke ve sıcak su kullanabilirsiniz. Bir yemek kaşığı sirkeyi demliğinizin içine dökün sünger ile ovun. Ardından kaynattığınız suyu elinizi değdirmeden demliğinize dökün. Sirkenin büyük bir kısmı su ile temizlendikten sonra ılık su ile iyice durulayın.

Kabartma Tozu: Porselen demliğinize 1 tatlı kaşığı kabartma tozu dökün ve ıslak sünger ile demliği ovun. Birkaç dakika bekledikten sonra ılık su ile demliğinizi durulayın.

Bulaşık Tableti: Piyasada hazır halde satılan bulaşık tabletini porselen demliğin içine atın ve üzerine kaynar su ekleyin. Su seviyesi demlik ağzından taşacak kadar yüksek olmalı. Bulaşık tabletinin kaynar su döküldükten sonra fokurdadığını göreceksiniz. Demliğinizin kapağını bu fokurdama gerçekleşirken kapatın. Fokurdama sona erince demliğinizi duru su ile durulayın. Tertemiz olduğunu göreceksiniz.

Bulaşık Deterjanı ve Çamaşır Suyu: Alternatif yollar dışında klasik bir yöntem olarak bulaşık deterjanı ve çamaşır suyu yardımıyla porselen demliğinizi temizleyebilirsiniz. İnatçı lekeler için birkaç damla çamaşır suyu, birkaç damla deterjan koyduğunuz demliğinize kaynar su ekleyerek 10-15 dakika bekleyin. Ardından duru su ile iyice yıkayın.


Bulaşık makinesinde yıkama: Bulaşık makinesi demliği temizleyecek fakat çay lekelerini tamamen çıkarmayacaktır. Lekeleri yok etmek için makineye atmadan önce demliğin içine çamaşır suyu damlatıp suyla doldurun. 10 dakika bekletin. Suyu döktükten sonra durulamaya gerek olmadan makineye atabilirsiniz.

FIRIN NASIL Temizlenir? (kimyasal yok)

Evimizde sıkıcı olan bazı şeyler vardır, mesela fırın temizlemek gibi. Fırını sıkça kullandığımız için kirlenir. Ancak, artık fırını basit ve kolay bir şekilde temizleyen ve sanki fırın kendi kendini temizliyormuş gibi hissettiren bu yöntem var.

Ayrıca, bu ipucuyla kimyasal ve deterjan kullanımı son bulacak.

Temizleme işlemi iki adımda gerçekleşiyor: İlk önce, fırını ve ardından cam penceresini temizleyin.

Malzemeler:
Su
Sprey şişe
Kabartma tozu
Bez veya sünger
Sirke
Küçük bir kase

Nasıl Temizlenir:
Fırın: 
1. Izgarayı fırından çıkarın.

2. Kaseye bir kaç kaşık kabartma tozu koyarak az miktarda suyla karıştırın. Amaç, temizlenmesi gereken yüzeye kolayca uygulanabilecek bir macun elde etmek.

3. Macunu fırının içine sürün. Kabartma tozu, kirlendikçe kahverengine dönüşecektir. Eşit katmanların olması önemli değildir, önemli olan tüm yüzeylerin kaplanmasıdır.

4. Gece boyunca bu şekilde bekledin. Kabartma tozunun düzgün bir şekilde çimlenmesi için en az 12 saate ihtiyaç vardır.

5. Bir gün sonra ıslak bir bez alın ve mümkün olduğu kadar fazla kabartma tozunu silin.

6. Sprey şişe içine sirke koyun ve kabartma tozu kalıntısı gördüğünüz yerlere püskürtün. Sirke, kabartma tozuyla etkileşime girdiğinde köpük oluşacaktır.

7. Islak bezle silin.

8. Izgarayı tekrar yerleştirin.

9. Fırını kuruması için 15-20 dakika düşük sıcaklıkta çalıştırın.

Pencere: 
1. Bir miktar kabartma tozu ve suyu karıştırarak kalın bir macun hazırlayın.

2. Macunu cama uygulayın.

3. Yarım saat bekleyin.


4. Kiri gidermek için sünger veya bez kullanın.

Shiatsu Masaji Faydalari Nelerdir?


Antik çağlardan beri uygulanan olan Shiatsu, ‘parmakla bastırma’ anlamına gelir. Akapunkturla aynı felseyefe sahip olan Shiatsu masajında, vücudun belli noktalarına elle basınç uygulayarak, o noktadan geçmekte olan enerji akışını, dolayısıyla bağlantılı organları iyileştirmek hedeflenir.

Bilimsel olarak bakıldığında Shiatsu, aşırı çalışan sinir sistemini yatıştırarak kan dolaşımını hızlandırır, gerilen kasların salınmasını sağlar ve stresi azaltır.

Shiatsu Nasıl Hissettirir?

Shiatsu masajı avuç içleri ve parmakların sürekli ritmik masajından oluşur.  Diğer masajların aksine, bütün avuç içiyle değil, özel parmak petleriyle belli noktalara basınç uygulama şeklinde gerçekleştirilir. Bu belli noktalara uygulanan basıncı bazı insanlar ‘hoş bir acı’ olarak tanımlayabilir.

Seans Sırasında Ne Beklemeliyim?

Masaj, alçak bir masaj masasında veya yerde yapılır. Diğer masaj türlerinin aksine herhangi bir masaj yağı kullanılmadığı için giyinik yapılır.

Shiatsu Masajının Faydaları Nelerdir?

Shiatsu’nun önde gelen uzmanlarına göre Shiatsu masajı aşağıda sıralanan rahatsızlıklar için tedavi niteliğindedir:

Rahatlama

Sırt Ağrısı

Baş Ağrısı

Adet Sancıları

Anksiyete

Uykusuzluk

Boyun ve Omuz Ağrıları

Yorgunluk

Yaraların İyileşmesi

Stres

Romatizmal Ağrılar

Sindirim Sorunları

Kabızlık

Depresyon

Ancak aklınızdan çıkarmayın ki bu rahatsızlıklara gerçekten faydalı olup olmadığı henüz bilimsel olarak kanıtlanmış bir bilgi değildir.

Shiatsu Kimlere Önerilmez?

Shiatsu masajı belli rahatsızlara sahip insanlar için sakıncalıdır:

-Bulaşıcı cilt hastalığa ya da açık yaralara sahip olanlar,

-Yakın zamanda ameliyat geçirmiş olanlar,

-Doktoru tarafından aksi önerilmedikçe kemoterapi veya radyasyon tedavisi görenler,

–Östropoz olanlar,

-Pıhtısı olanlar, çünkü masaj pıhtının harekete geçmesine neden olabilir. Kalp rahatsızlığına sahip olanlar ise mutlaka önce doktoruna danışmalıdır.

-Hamileler, her türlü masajdan önce mutlaka doktoruna danışmalıdır. Shiatsu yaptırmak için, mutlaka hamile masajı konusunda uzman ve sertifika sahibi insanlar seçilmelidir.

–Shiatsu hiçbir zaman morlukların, iltihaplı bölgelerin, iyileşmemiş yaraların, tümörlerin, karın fıtığının ve yakın zamanlarda oluşmuş kırık ya da çatlakların üzerine uygulanmamalıdır.


Shiatsu masajı yaptıracaksanız en doğrusu, başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışmaktır.

Su isiticisi nasil temizleniz?

Mutfakta bulaşık sırasında ya da yemek yaparken en çok ihtiyaç duyulan sıcak suyu birkaç dakika da hazır hale getiren kettle, birçok kişinin temizliğinin nasıl yapılacağı konusunda kararsız kaldığı konulardan biridir. Sadece su ısıtmak için kullanılması çok fazla kirlenmesine neden olmasa da musluk sularındaki kirecin kettle rezistanslarını kaplaması hem kötü bir görüntü oluşmasına hem de çalışma veriminin düşmesine neden olacaktır. Belirli zamanlarda kettle içini temizleyerek suyun ısınma hızını artırmak ve enerji tasarrufu sağlamak mümkün olacaktır.

Limon Tuzu İle Kettle Temizleme

Kettle içinde biriken kireci çözebilmek için her bayan kendi bildiği kireç çözücü yöntemleri kullanmaktadır. Çoğu zaman kullanılan kimyasal kireç çözücüler sağlığı olumsuz yönde etkilemekte ve iyi durulanmadığında kimyasallar her kullanımda suya geçmektedir. Bu nedenle limon tuzu gibi son derece zararsız doğal bir malzeme ile kettle içindeki kireci temizlemek mümkündür. Bunun için kireç olan kısma kadar su doldurulmalı su ısıtıcısının içine bir tatlı kaşığı limon tuzu atarak çalıştırılmalıdır. Kaynadıktan sonra otomatik kapanacak olan ısıtıcının içi yavaşça çalkalanarak yumuşayan kirecin çıkması sağlanır. Bu işlem sonrasında bol su ile durulanan kettle tertemiz olacaktır.

Beyaz Sirke İle Kettle İçi Temizleme

Doğal kireç sökücü özelliğine sahip malzemelerden biri de beyaz sirkedir. Kirecin temizlenmesi konusunda etkili bir yöntem olmasına karşın sirke kokusuna karşı hassasiyeti olanların bol durulama işlemi yapmaları gerekmektedir. Bu yöntemde kettle bir miktar su ile çalıştırılır. Kaynadıktan sonra kapanan ısıtıcının içine en üst seviyeye kadar beyaz sirke konur. Bir gece bekletilmesi gereken beyaz sirke kettle rezistanslarını kaplayan tüm kireçten arınmasını sağlayacaktır.

Limon İle Kettle Nasıl Temizlenir?


Sık sık kettle içi temizliği yapanların tercih edebileceği limon suyu, hafif kireçlenmeye başlamış olan kısımların temizliğinde etkilidir. Bir limonun suyunu sıkarak kettle içine boşaltılır ve üzerine bir miktar su ilave edilir. Kaynatılan su ve limon suyu karışımı sonrasında büyük ölçüde kirecin temizlendiği görülecektir. Tamamen temizlenmemiş kısımlar içinde birkaç kez bu işlemi tekrarlamak, zararsız ve ekonomik bir yöntemle kettle temizliği yapmayı sağlayacaktır.

Hamile Kalmak İçin Ne Yapmalısınız?

Eşinizle artık çocuk sahibi olmaya karar verdiyseniz, hamile kalmak için bazı aşamaları geçmeniz gerekir. Uzmanların belirlendiği 6 aşamanın ardından artık hamile kalmamanız için önünüzde hiçbir sebep kalmayacaktır.

Adım- Doğum kontrolünü bırakın

Daha önce doğum yapmamış kadınların büyük bir bölümü doğum kontrol hapları kullanır. Hamile kalmaya karar verdikten sonra bu hapların kullanımını bırakın. Hapları bıraktıktan sonra vücudunuzun hormonel açıdan eski halini alması birkaç ay sürebilir. Tabi bazen hapları bırakır bırakmaz hamile kalındığı da olabilir.

Adım- Yumurtlama günlerini bilin
Eğer yumurtlama günlerinizi bilmiyorsanız, ne yaparsanız yapın hamile kalamazsınız. Yumurtlama günlerinizi öğrenmeniz için ovulasyon belirleyicisi kitleri (OPKS) kullanmanızı öneririz. Ya da vücut Isısı (BBT) grafikleme kullanabilirsiniz. Yumurtlamadan itibaren 36 ile 48 saat arasında hamile kalma şansınız vardır. Yumurtma zamanını öğrenmenin klasik yöntemi ise kaç günde bir regl olduğunuzu hesaplayın ve 14 çıkarın. Ortaya çıkan rakam sizin hamile kalabileceğiniz gündür.

Adım- Yumurtlama öncesinde sekse başlayın
Sperm kadın vücudunda 12 saat ile 3 gün boyunca kalır. Kadının yumurtası ise 12 ile 24 saat canlı olarak kalır. Kadın yumurtasının kısa ömürlü olması sebebiyle hamile kalmak için yumurtlama öncesinde seks yapmaya başlamanız gerekiyor. Yumurtlama olduğunda çevrede ne kadar çok sperm olursa hamile kalma şansınız da o kadar çok olur.

Adım- Seksten sonra ayağa kalkmayın
Seksten sonra sırt üstü yatın. Çünkü spermlerin mümkün olduğu kadar yumurtalık bölgesine gitmesi gerekmektedir. Bacaklarınızı kapalı tutun ve bir miktar yukarıya kaldırın. Uzmanlar sabah saatlerinde erkeklerin sperm sayısının yüksek olduğu görüşünde birleşiyor. İşte bu tespitten dolayı sabah 10 gibi seks öneriliyor.

Adım- Yapılmaması gerekenler
Hamile kalmaya çalışan çiftlerin seks sırasında yapmamaları gereken bazı noktalar vardır.

Seks sırasında kayganlığı sağlamak için yağ kullanmayın

Orgazm olun. Çünkü orgazm sırasında vajinal hareketlilik olduğu için spermlerin daha rahat hareket etmesi sağlanmaktadır.

Erkekler boksör kilot giymemeli. Spermlerin sıcaklığı da hamileliği etkileyen bir faktördür. Araştırmalar, boksör kilotların sıcak tutmasından dolayı erkeklerin giymemesi gerektiğini gösteriyor.

Hamile kalmazsanız paniğe kapılmayın
Tüm bu çalışmalarınıza rağmen hamile kalmadığınızı öğrenince lütfen panik yapmayın. Çiftlerin yarısı ilk 6 ayda, yüzde 85’i ise hamile kalma kararlarından 1 yıl sonra hamile kalmaktadır.

Balık Yağı Takviye Gidalari Hakkında Bilinmesi Gerekenler



Omega 3 yağ asitlerinin (EPA ve DHA) kalp hastalıklarını önlediği ve kandaki trigliserit seviyelerini düşürerek kolesterol dengesini düzenlediği kanıtlandığından beri balık yağı takviyeleri daha yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı.

Aslında balık yağı almanın en iyi yolu şüphesiz yağlı balıkları tüketmek. Eğer haftada en az iki kere somon gibi bol yağlı soğuk deniz balıklarını yiyebiliyorsanız balık yağı takviyesi almanıza gerek yok. Bunu yapamıyorsanız balık yağı takviyesi almayı düşünebilirsiniz.

Balık Yağı Takviyesi Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Eğer sıvı balık yağı takviyesi alıyorsanız ambalajında açıldıktan sonra buzdolabında saklanmasının gerekli olmadığı ibaresi bulunan ürünlerden kaçının. Oksitlenmeyi engellemek için koyu renk cam şişede satılan ürünleri tercih edin. Işık, balık yağı veya kapsüllerinin oksitlenmesini hızlandıran en önemli faktörlerdendir. İçeriğinde balık yağına ek olarak antioksidanlar da içeren markaları tercih edin. Bunlar genellikle E vitamini, biberiye veya yeşil çay özleri olabilir.

Peki Ne Kadar Balık Yağı Takviyesi Almalısınız?

Günlük olarak 250-500 miligram arası EPA+DHA Omega 3 yağ asidi alımı yeterli olacaktır. 1000 miligramlık bir balık yağı kapsülü ise üretici firmalara göre farklılık göstererek 200 ila 800 miligram arası EPA+DHA içerir.

Balık Yağı Kapsüllerinin Yan Etkisi Var mıdır?

Balık yağı kapsüllerinin en olası yan etkileri mide bulantısı ve ağza gelen balık tadı olarak belirlenmiştir. Balık yağını yemeklerle birlikte almak ve buzdolabında saklamak bu problemlerin önüne geçebilir. Balık yağı veya kapsüllerinin son kullanma tarihine de çok dikkat edilmelidir. Birçok marka genellikle şişe açıldıktan 90 gün sonrasına kadar taze kalabilmektedir. Kötü bir şekilde balık kokan yağ veya kapsüller derhal atılmalıdır.

Balık Yağı Takviyeleri Cıva Zehirlenmesine Yol Açar mı?


Denizlerdeki kirlenme balık tüketirken maalesef denizlerdeki zehirli maddelerin yediklerimiz yoluyla bizi de etkileyebileceği sorusunu akla getiriyor. Bu maddelerin başında ise tabii ki cıva geliyor. Cıva zehirlenmesi konusunda en çok hamileler ve çocuklar dikkatli olmalı. Balık yağı kapsüllerinde cıva ve diğer zehirli maddeler çok çok düşük oranlarda bulunuyor. Yine de satın alacağınız balık yağı takviyesinin cıva testlerini geçip geçmediğini kontrol etmenizde yarar var.


Kronik Ağrı ile Baş Etmek için Bu Yöntemleri Deneyin

Uzun süredir devam eden ağrı şikayetleri hayatımızı zorlaştırıp tadımızı kaçırabiliyor. Bu yazımızda sizlerle kronik ağrıyı bir nebze olsun hafifletebilecek basit teknikler paylaşacağız.

Bu tekniklerin herhangi birini uygulamaya başlamadan önce vücudu rahatlatabilmek için derin nefes almayı ve odaklanmayı öğrenmek çok önemli. Derin nefes alma egzersizini aşağıdaki gibi uygulayabilirsiniz:

Karanlık bir odada rahat bir şekilde oturun. Gözlerinizi kapatın veya bir noktaya odaklayın.
Nefes alma hızınızı yavaşlatmaya çalışın. Göğsünüzü kullanarak derin derin nefes alın. Aklınıza düşünceler gelirse tek bir kelimeye odaklanmaya çalışın. Örneğin “rahatla” kelimesine odaklanabilirsiniz. İçinizden bu kelimeyi söylerken yavaşça nefes alıp verin.
2-3 dakika bu şekilde nefes alıp vermeye devam edin.
Nefes alışverişinizin yavaşladığını hissettiğiniz zaman aşağıda önereceğimiz teknikleri kullanmaya başlayabilirsiniz.
Odağı Değiştirme

Dikkatinizi vücudunuzda ağrımayan herhangi bir yere verin. Bu noktadaki hissi değiştirmeye çalışın. Örneğin elinize odaklandıysanız elinizin ısındığını hayal edebilirsiniz. Bu egzersiz zihninizin odağını ağrıyan bölgeden uzaklaştırmaya yardımcı olur.

Disosiyasyon (Ayrışma)

Bu yöntemde ağrıyan bölge zihinde vücudun geri kalanından ayrı olarak düşünülür. Örnek vermek gerekirse boynunuz ağrıyorsa boynunuzu ayrı bir bölüm olarak zihninizde canlandırıp boynunuzun odanın uzak bir köşesinde oturduğunu hayal edip ona orada kalmasını söyleyebilirsiniz.

Zihinsel Anestezi

Bu teknikte ağrıyan bölgeye uyuşturucu bir ilacın enjekte edildiği hayal edilir. Örneğin boynunuza ağrı kesici bir iğne yapıldığını ve sonrasında bu bölgeye yatıştırıcı bir buz torbası koyduğunuzu hayal edebilirsiniz.

Transfer

Elinizde zihninizle sıcak, soğuk, uyuşma gibi farklı duyular üretin. Sonra elinizi ağrıyan bölgeye koyun. Elinizdeki bu duyuyu ağrıyan bölgeye transfer ettiğinizi canlandırın.

Zamanda İlerleme/Gerileme

Zihninizi kronik ağrınızın olmadığı veya çok daha hafif olduğu geçmiş veya gelecekteki bir zamana götürerek kendinizi o anda hayal etmeye çalışın. Sonra kendinize bu imaj doğruymuş gibi hareket etmenizi söyleyin.

Sembolik İmgelem

Ağrınızı temsil eden bir sembol seçin. Örneğin çok sıcak bir demir, parlak yanan bir ampul, eski bir tahta parçası gibi. Bu sembolün rahatsız edici özelliklerini zihninizde yavaş yavaş değiştirerek düzeltin. Örneğin demirin yavaş yavaş soğuduğunu, ampulün parlaklığının azaldığını hayal edin.

Pozitif İmgelem

Bu teknikte basit bir şekilde kendinizi rahat, mutlu ve güvende hissettiğiniz bir yerde hayal edin. Bu bir plaj, orman, güzel manzaralı bir yer veya hayalini kurduğunuz bir ev olabilir. Kendinizi bütün ayrıntılarıyla burada hayal etmeye çalışın. Duyu organlarınızla hissedilebilecek duyulara odaklanmaya çalışın. Örneğin kuş seslerini duyduğunuzu, güneşin teninizi ısıttığını hissedin.

Sayma

Ağrı ataklarıyla baş ederken içinizden sayma tekniğini kullanabilirsiniz. Nefesinizi, yerdeki karoları veya zihninizde canlandırdığınız bir imajı (örneğin koyunlar) sayabilirsiniz.

Ağrıyı Hareket Ettirme

Ağrıyı vücudunuzun bir bölgesinden baş etmesi daha kolay başka bir bölgesine hareket ettirin. Örneğin şiddetli boyun ağrınızı zihninizde kolunuza taşıyın ve buradan da havaya gönderin.


Kronik ağrı şikayetiniz varsa bu yöntemlerden hangisiyle kendinizi daha rahat hissediyorsanız onu uygulamaya başlayın. İlk zamanlarda zorlansanız da alıştırma yaptıkça bu yöntemleri daha rahat bir şekilde kullanabildiğinizi fark edeceksiniz. Haftada 3 gün yarımşar saat boyunca bu tekniklerle alıştırma yapabilirsiniz. Zaman içinde vücudunuz rahatlamayı öğrenecek ve sadece birkaç derin nefesle bile ağrınız hafifleyebilecektir.